GRİP (İnfluenza)

GRİP (İnfluenza)

İnfluenza adlı virüsün neden olduğu grip çoğunlukla sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında, özellikle mevsim geçişlerinde sıklıkla görülür.  Grip, sıklıkla soğuk algınlığı ile karıştırılsa da bu hastalıklar birbirinden son derece farklıdır. Çok bulaşıcı nitelikte olan influenza, hapşırma, öksürme ya da konuşma sırasında hasta kişinin boğaz sekretinden damlacıklar yoluyla havaya yayılır. Çevrede bulunan diğer sağlıklı kişilerin virüs içeren bu damlacıkları soluması ya da damlacıkların bulunduğu kapı kolu, asansör düğmesi gibi nesnelere dokunması ile sağlıklı kişiye geçer. Kişinin elini, ağız, burun ya da gözüne götürmesiyle sağlıklı kişi de influenza virüsünü vücuduna almış olur.
İnfluenza virüsünün neden olduğu grip hastalığının semptomları, virüs vücuda girdikten yaklaşık iki gün içinde aniden ortaya çıkar.Grip her yıl dünya çapında 250 ila 500 bin kişinin ölümüne neden olur. Grip belirtilerinin geçmemesi ya da semptomları gitgide artması durumunda mutlaka doktora başvurulması gerekir.Grip ya da tıptaki adıyla influenza, influenza virüslerinden kaynaklanan, ani gelişen, çoğunlukla burun, boğaz ve sonrasında akciğerleri tutan bir tür solunum yolu enfeksiyonudur. Gribe neden olan influenza virüslerinin, A, B ve C olmak üzere 3 farklı tipi bulunur. İnfluenza A virüsünün neden olduğu grip türü, genellikle daha ağır seyreder ve kitleleri etkileyebilir. İnfluenza B, çoğunlukla çocuklarda etkili olur ve bu virüsün yol açtığı grip hafif semptomatik bulgulara yol açar. İnfluenza C ise genellikle hayvanlar üzerinde etkilidir. Enfekte kişinin hapşırması, öksürmesi ya da konuşması sırasında etrafa yayılan virüslü damlacıkların sağlıklı kişiye bulaşması ile kişiden kişiye geçen hastalık, her yıl pek çok sayıda kişiyi hasta eder. Çoğunlukla sonbahar mevsiminin sonu ile ilkbahar mevsiminin başı arasında görülen grip, bu özelliğiyle mevsimsel grip olarak da adlandırılır. İnfluenza virüslerinin çok fazla alt tipi bulunur ve virüsün yapısı kolayca değişir. Bu yüzden her yıl farklı tipte influenza virüsü ortaya çıkar. Bu da kişinin her yıl tekrar gribe yakalanmasına neden olur.

İnfluenza virüsleri kişiden kişiye kolayca bulaşabilir. İnsanların, yeterince havalandırılmayan kapalı alanlarda zaman geçirmeye başladığı kış ayları, hastalığın en yaygın olduğu dönemdir. Enfekte kişiye 1 metre ve daha yakın mesafede durulması, enfekte kişinin havaya saçtığı damlacıkların; sağlıklı bireyin ağız, burun ve göz mukozasına geçmesi ile bulaşan virüs, nadir olarak damlacık yolu ile kontamine olmuş (kirlenmiş) nesnelere temas edildikten sonra ellerin, ağıza, burna ve / veya göze götürülmesiyle de bulaşabilir. Grip çoğunlukla hafif seyirli bir hastalıktır ve enfekte kişiler genellikle 7 gün içinde iyileşir.

KİŞİ GRİBE YAKALANDIĞINDA ORTAYA ÇIKAN BELİRTİLER ŞU ŞEKİLDE SIRALANABİLİR:

38 derece ve üzeri ateş,   Yorgunluk,  Hâlsizlik, Baş ağrısı,   Kas ve eklem ,   Kuru öksürük,    Burun akıntısı,   Hapşırma,  Solunum güçlüğü,    Boğaz ağrısı,   Bulantı,   Kusma,    Üşüme,  Terleme. Gribin neden olduğu enfeksiyondan korunmak için en etkili yöntem aşılanmaktır. Dünya Sağlık Örgütü,(WHO, DSÖ) grip aşısının önemine her yıl vurgu yapmasının ve kişileri aşılanmaya teşvik etmesinin nedeni de budur. Grip aşısı her yıl tekrar geliştirilir. Bir önceki yıl toplumu en fazla enfekte eden ve etkileyen virüslerin 3-4 alt tipi, virüs aşısına dahil edilir. Grip aşıları son derece güvenilir olsa da influenza virüsünün nitelik değiştirme özelliğinden dolayı %100 olarak koruma sağlamaz. Ancak kişinin pek çok influenza virüsüne karşı bağışıklık geliştirmesini sağlayarak grip olma olasılığını düşürür.Grip aşısı her zaman yaptırılabilse de aşılanmanın önerildiği zaman Ekim ayının sonudur. Aşılanmadan iki hafta sonra kişi, mevcut influenza virüslerine karşı bağışıklık kazanır. Çocuklarda ilk 6 aydan sonra yapılabilen grip aşısı, 9 yaşına kadar olan çocuklara ilk kez uygulandığında 4 hafta arayla iki doz şeklinde yapılabilir.

Grip tedavi edilebilir bir hastalıktır. Hastalık belirtilerinin başladığı ilk 48 saat içinde alınan tedavi çok daha etkilidir. Ancak kişi kesinlikle kendi başına ilaç kullanmaya karar vermemelidir. Grip çoğunlukla 7 gün içinde kendiliğinden iyileşse de bazı durumlarda hastalık kötü seyredebilir. Grip farklı bir hastalığa neden oluyorsa ve kişinin ateşi düşmüyorsa, mutlaka hekime başvurulmalıdır. Ağrılı yutkunma, kalıcı öksürük, baş ağrısı, nefes alma güçlüğü, tıkanıklık, kusma gibi belirtilerin şiddetlenmesi durumunda da grip farklı bir hastalığa yol açmış olabilir. Bu gibi durumlarda hekime başvurulmalıdır.

GRİBİN TEDAVİSİ

Gribin oluşturduğu yakınmaların şiddetinin hafifletilmesi için pek çok farklı tedavi seçeneği bulunur. Anti-viral ilaçlar olarak bilinen bu ilaçlar, mutlaka hekim önerisi ile kullanılmalıdır. Grip, virüs kaynaklı bir hastalık olduğu için antibiyotikler, hastalığın tedavisinde kesinlikle etkili olmaz. Grip belirtileriyle doktora başvuran kişi, hekimin reçete ettiği ilaçları belirtilen doz ve süre ile kullanmalı, hastalık süresince bol sıvı almalı, sağlıklı beslenmeli ve sık sık ellerini yıkamalıdır. Hastalığın diğer kişilere bulaşmasını önlemek için öksürme ya da hapşırma sırasında tek kullanımlık peçete kullanılmalı, peçete yoksa dirseğin iç tarafı ile ağız kapatılmalıdır.

GRİBE NE İYİ GELİR?

Dengeli beslenmek, gribe iyi geldiği bilinen bazı yiyecekleri tüketmek ve bol su içmek gribin daha hafif atlatılmasına ve hızlı iyileşmeye yardımcıdır. Tüm enfeksiyonlarda vücudun enerji ihtiyacı artar. BU ihtiyaç düzenli ve dengeli bir beslenme ile sağlanmalı, vücutta oluşan toksinlerin kolay atılabilmesi için de sıvı alımı (tercihen su) arttırılmalıdır. Günlük 2-2,5 litre sıvı alımı vücudun hastalıkla daha iyi baş edebilmesini sağlar. Sadece su tüketmek zor ise doğal meyve suları, evde hazırlanmış çorbalar da günlük su alımı miktarına dahil edilir.Başta tavuk suyuna çorba olmak üzere tüm ev yapımı çorbalar hem sıvı hem de karbonhidrat kaynağı olarak kabul edilir. Ayrıca sıvı alımı şifalı bitki çayları ile de tamamlanabilir. Bunlar arasında C vitamininden zengin kuşburnu, genel bağışıklığı destekleyici olduğu bilinen ekinezya ve kekik çayı, anti-inflamatuvar etkisi nedeniyle adaçayı, bronş açıcı etkileri nedeniyle okaliptüs ve zencefil çayları sayılabilir. Yeşil çay zengin flavonoid içeriği nedeniyle güçlü bir antioksidandır ve enfeksiyon durumlarında vücudun antioksidanlarla desteklenmesi gerekir. Ek olarak, bal ile toz zencefil karışımının özellikle kış aylarında bronşların temizlenmesine yardımcı olduğu bilinmektedir. Şifalı ot çaylarının sıcak suda 4-5 dakika demleme şeklinde hazırlanması, demlenen ot tutamının atılması gerekir. Fazla bekletilen veya ocakta kaynatılarak demlenen otlarda farklı kimyasal olaylar tetiklenir. Şifalı ot çaylarını hazırlarken bu konulara dikkat edilmelidir.Grip ve soğuk algınlığında genel direncin yükselmesine çok yardımcı olan C vitamininin taze meyve ve sebzelerden alınması gerekir. Bu amaçla taze biber (yeşil veya kırmızı), limon, portakal, mandalina, greyfurt, maydanoz, tere, roka, karnabahar,sarımsak, kivi ve ıspanak gibi besinlere ağırlık verilmelidir.Grip-soğuk algınlığının sık görüldüğü dönemlerde sofralardan taze balık eksik edilmemelidir. Bu sayede vücuda kaliteli protein ve omega-3 yağ asitleri sağlanmış olur. Balık genellikle ızgara veya buğulama olarak tüketilirse pişirme sırasında besin değerini kaybetmez.Günümüzde yaygın olarak bilinen probiyotikten zengin beslenme tüm enfeksiyonlarda olduğu gibi grip ve soğuk algınlığında da tercih edilmelidir. BU amaçla yoğurt, kefir tüketilebilir. Bu ürünlerin içine zencefil, kakule veya ekinezya katılarak daha da zenginleştirilebilir.